“Şeriatın kestiği parmak acımaz sözü” Türkçe Sözlük’te "kanunların uygun gördüğü cezaya katlanmak gerekir" anlamında kullanılmaktadır.
*
Şeriat teriminin, Kur'an'daki ayetlerden, Hz. Peygamber'in sözlerinden çıkarılan dinî temellere dayanan İslâm hukuku olduğu herkesin malumudur. Bu kanunların karşısında herkes eşittir, kimseye ayrımcılık yapılmaz; ayrıcalık tanınmaz. Bundan dolayı hukukun uygun gördüğü cezaya katlanılır; bu durumu, zarar gören kişi de saygıyla karşılar.
*
Söz tarihsel süreçte “şeriatın” yerine ikame edilen hukuk kuralları karşısında da anlamını korumuş, aynı manayı ifade etmek amacıyla kullanılagelmiştir.
*
Zaman içinde daha çok kanuni yaptırım karşısında kalan kimsenin aldığı cezayı kabullenmesi anlamında kullanılan söz, son zamanlarda cezalandırma gücüne sahip kimselerin, mağduru, şahsına yapılan haksızlığı kabullenmeye iten bir işlev üstlenmiştir.
*
Durum gösteriyor ki, şirazesinden çıkan adalet terazisi kimi zaman hatalı tartmakta, insanların hukuka olan güveni sarsılmaktadır. Uygulamada, hüküm kurmada hukuki normların yerine başka ilişkiler ikame dilmektedir. İnsanların hukuka olan güveni gün geçtikçe törpülenmekte, mahkemelerin saygınlığına, hakimlerin tarafsızlığına gölge düşmektedir.
*
Konuyu daha iyi anlamak için biraz örneklendirelim.
Hitlerin adalet müşaviri bir genelge hazırlıyor ve bu genelgeyi bütün hâkimlere gönderiyor. Diyor ki; “bir davaya bakmaya başladığınız zaman Führer benim yerimde olsa ne karar verirdi. Önce bunu düşüneceksiniz, ondan sonra kararınızı vereceksiniz” diyor.
*
28 Şubat’ın hukuk uygulaması ortadadır. Gücü elinden bulunduranlar kamu gücünü kullanarak bir başka kimliğe üstünlük sağlama yarışına girdiler. Sonra onların yerini başka yapılar aldı. FETÖ mensuplarının 2010’daki HSYK operasyonu herkesin malumudur.
*
Demirel, hak ihlallerini hukuk terimini kullanmadan “kanun”a gönderme yaparak örtmeye, meşrulaştırmaya çalışırdı.
*
Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cumhur Asparuk, 2002 yılında YSK'nın Erdoğan ve Erbakan ile ilgili kararıyla ilgili olarak ''Şeriatın kestiği parmak acımaz. Ben de bir suç işlersem eğer kanun suçlanmamı gerektiriyorsa suçumu çekerim, herkes çeker. Kanun herkese aynı. Bana veya başkasına fark etmez'' diyerek YSK’nin kararını meşrulaştırmaya çalışmıştı. Ayrıca “YSK’nin kararını yorumlama hakkı Hava Kuvvetleri Komutanına mı kalmıştır, ülkenin Adalet Bakanı yok mudur?” soruları ayrıca değerlendirilmeye muhtaçtır.
*
Ak Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan, ASPARUK’un "Şeriatın kestiği parmak acımaz” sözünü nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna "Temenni ederim ki bir de onlar kendi parmaklarında bunu denesinler... Bakalım acıyor mu acımıyor mu?" cevabını vermişti.
*
Örnekler çoğaltılabilir. Ancak belli ki “Şeriatın kestiği parmak acır mı, acımaz mı” ikilemi parmağı kesene ve parmağı kesilene göre farklı anlamlar kazanıyor.
Şimdi soralım:
Hazreti Ömer’in haksızlık karşısındaki ödünsüz tutumundan eser var mı?
Osmanlı Sultanını yargılayan Kadı’nın varisleri aramızda mı?
Berlindeki değirmenci gibi haksızlık karşısında hukuki güvence olarak “Ankara’da hakimler var!” diyebiliyor muyuz?
*
Ne yazık ki hayır!