Bir şarkıcı müsveddesinin -bu gibilere sanatçı demek sanata da sanatçıya da hakarettir- İmam Hatiplilere hakareti kabul edilemez. 

Bu hakarete tepki olacak diye farkında olunmadan sosyal medyada reklamının yapılması da kabul edilemez. 

Böyleleri sürekli gündemde olmak, konuşulmak isterler. 

El üstünde tutulmak isterler, herkes onlarla ilgilensin, onları konuşsun, gazeteciler etraflarında ‘fır’ dönsün isterler. 

Bu gibi arızalı tiplere fırsat vermemek lazım. 

İlgili kurum, kuruluş ya da dernekler suç duyurusunda bulunur, vatandaş üzerine düşeni yasal yollardan yapar, yetkili merciler de soruşturma başlatır. 

Süreç devam eder. 

Arsızın yüzü ‘istenmeyen bir sebeple’ ıslanmış da yağmur yağıyor demiş. 

Bunlar da o misal, gider biri gelir diğeri. 

Bu tür skandalların kritik zamanlara denk gelmesi de enteresan. 

Dikkatli olmak lazım. 

***  

Cumhur İttifakı üyelerinden Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici öğretmen maaşlarının yetersizliğine dair fikirlerini paylaşmış. 

Ağzına, yüreğine sağlık. 

İttifakta karşılık bulacak bir ses getireceğini sanmıyorum. 

Yine de değerli bulduğum için paylaşmak isterim. 

“Öğretmenlik mesleğinden emekli olmuş birisi olarak, eğitimin hemen her kademesinde görev yapmış birisi olarak, eli öpülesi ve hakkı ödenemeyecek olan öğretmenlerimizle ilgili birkaç kelam etmek istiyorum. O da şudur; maalesef öğretmenlerimiz geçmişte aldıkları hakların altına düştüler. Bu dönemde ciddi hak kayıpları ve mağduriyeti yaşadılar. Kısmen Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkmasıyla ilgili iyileştirmeler yapıldı ama yeterli değil.” 

“Öğretmenlerin bugün, daha dün kadroya geçen bazı kesimlerle aynı maaşı alıyor olmasını ben şahsen içime sindiremiyorum ve doğru bulmuyorum. Onun için öğretmenlerimizin meslek kanununu destekledik; iyi bir şeydir, doğru bir şeydir. Orada söylenecek şudur yalnızca; ben de şahsen bu sınav meselesinin tekrar gözden geçirilmesini arzu ederim. 10 yılını doldurmuş her öğretmen uzman, 20 yılını doldurmuş her öğretmen de başöğretmen olmalıdır. Tekrar bir sınava tabi tutulma meselesinin de yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama dediğim gibi öğretmenlerimizin gerçekten maaşları düşük kaldı. Öğretmenlerimizin maaşlarıyla ilgili ciddi bir iyileştirme beklediğimizi de buradan ifade ediyorum.” 

Öğretmenlik bir uzmanlık mesleğidir, tamam. 

Yetişene kadar feleğin çemberinden geçtiği yetmiyor gibi atanmak için de sınava giriyor ona da tamam. 

Yıllardır kör düğüme dönmüş kariyer basamakları sistemi bir kanunla yasalaşmış. 

Eksikleri olabilir, uygulamada sıkıntılar olabilir ve bunlar da zamanla giderilir.  

Sınav konusunu fazla büyüttüğümüzü, tadını kaçırdığımızı düşünüyorum. 

Eğitimlerde anlatılanlar öğretmenlerin eğitimleri sürecinde öğrendiği, vakıf olduğu konular. 

Bir iki tekrarla biraz zaman ayırmayla sınavda zorlanmayacaktır kimse. 

Tartışmayı uzatarak toplumdaki itibarımızı kendi ellerimizle yıktığımızı düşünüyorum. 

Sağlık sektöründe sendikacılık yapan bir dostumla konu üzerine yaptığımız sohbette bana ifade ettiği şu: “Bizim çalışanlarımız, üyelerimiz de keşke görevde yükselme sınavı yapılsa da biz de kariyer yapma imkânı bulsak” diyor. 

Sayın Cumhurbaşkanımızın son bakanlar kurulu toplantısında sınavın olacağı kesinleşmiş oldu. 

Zor mu olur kolay mı onu bilemem. 

Ben, Sayın Destici’den farklı olarak ‘yeni başlayan’ öğretmen maaşının günümüz şartlarında en az 15 bin TL olmasını isterim. Keşke ittifak ortağı birçok yetkili ve milletvekili bu dileğimizi yüksek sesle dile getirebilse.