Son yıllarda özgürlükler alanında yaşanan değişimden; birçoklarının umudunu kestiği Cumhuriyet Halk Partisi de etkilendi.

Özellikle inancını örtünmeyle taçlandırmak, dininin gereğini yerine getirmek isteyen kadınlara da kapılarını açtı.

Partinin farklı kademelerinde kadınlar da yer almaya başladı. Kimileri buna görüntü dedi, poz verdiriyorlar dedi.

Her ne olursa olsun olumlu bir adımdı bu demek isterdik.

Maalesef değişmiyor bazı şeyler.

Basından takip ettiğim bir haberden naklediyorum.

Kütahya Belediyesi, Kastamonu ile Sinop’ta yaşanan ve onlarca can kaybına yol açan sel felaketi sonrası bölgede fedakârca çalışan itfaiyecilere teşekkür belgesi veriyor.

Belge takdimi için yapılan törenin sonunda toplu fotoğraf çekimi var.

Bu sırada takke düşüyor işte.

Belediyenin CHP’li üyesi bir hanımefendi başında takke olan işçiden takkesini çıkarmasını istiyor.

Bu talep mikrofondan duyuluyor.

Bunun üzerine işçi ‘takkem benim namusumdur, gerekirse fotoğrafa girmeyeyim’ diyerek tepki gösteriyor.

Nihayetinde AKP ve MHP’li üyelerle işçinin arkadaşlarının tepkisi fotoğrafta yer almasını sağlıyor.

Şimdi bunu yazarken CHP’yi eleştirdiğimi düşünebilir, bana kızabilirsiniz siyaset yapıyorum diye.

Oysa kıyafet konusuyla ilgili tartışmalarda kendi mahallemdeki dostlarımla da çok kavga ettiğimi herkes bilir.

İslami camiada da kendini tutamayıp başkalarının giyim kuşamına şekil vermeye kalkışan çok insan var.

Ölçü ne olmalı?

Genel ahlaka mugayir bir durum olmadıktan sonra kimsenin kılığına kıyafetine ka-rı-şıl-ma-ma-lı!

Kızmayın ama ya da kızın, fark etmez!

Başörtüsüne karşı olanlarla başörtüsünü dayatanlar arasında ne fark var?